20 Eylül 2009 Pazar

Beşiktaş Jimnastik-Kayserispor'umuz !

Dün akşam oynadığımız BJK karşısında 1-0 Galip geldik. Maç genelinde kontra atak futbolu oynayan bir Kayserispor vardı. Maçın başından itibaren garip bi hava vardı inönü'de.

Süleyman Hurma'nın koridordan çıkmasıyla birlikte beşiktaş taraftarı küfüre başladı. Maç boyu süren akla mantığa sığmayacak şeyler söylendi tribünlerde. Maçın başında Hurma ilerleyen bölümlerde Kayserispor,Kayseri ve Cangele hakkında ağza alınmayacak şeyler söylendi. Sesleniyorum TFF'ye çok tezahürat ettiler yine ödül verin Jimnastik taraftarına.

Maç sonrası "Maraton" adlı programa gelen bir mail ve Erman Toroğlu'nun söyledikleri aslında herşeyi açıklıyordu. Gelen mail de "90 dakika küfür edildiğini eşim ve çocuğumla maçı bile izleyemediklerini dile getirdi" Şansal Büyüka "10 saniye değilki keselim sesi 90 dakika küfür ettiler bizde ne yapacağımızı şaşırdık" oldu.

Erman Toroğlu yine her zamanki gibi gerçekleri dile getirdi. Defalarca... Maç esnasında not ettiği küfürleri garip yorumlarıyla anlattı canlı yayında tabi entresan bi görüntü oldu o an yayın açısından.

Açık söylemek gerekirse maçtan çok tribünler dikkatimi çekti karşılaşmada. Ulusal basın kuruluşlarına laf etmeden geçemeyeceğim o yüzden. Kale arkası tribünlerinin büyük bölümü ve kapalı da bazı seyreklikler vardı. Bizim her maçımızı özenle izleyen basın Gaziantep maçında 24000 biletli seyircimizin olduğu karşılaşmada stad yine boş diyebildi. Dünkü maç için hiç birşey yazılmadı.

Tekrar maça dönecek olursak özellikle son bölümde güzel savunma yaptık. Kalecimizin yaptığı bir hata neredeyse golle sonuçlanacaktı ki Nihat hedef vurma konusunda ustalığını konuşturdu ve boş kaleye topu direğe atmayı başardı.

O dakikadan sonra kazandığımızı düşünmeye başlasamda Beşiktaş baskılı oynamaya başlamıştı. Cangele ve Makukula yorulmuştu. Troisi değişikliği zamanında geldi ve maç biraz daha bize yaklaştı derken son düdük geldi ve Kayserispor'umuz galip geldi. Mutluydum çifte bayramdı bunun adı.

Herşeye rağmen beşiktaş tribünü çok sinirimi bozmuştu. Maçın bi kısmında "Kahrolsun Kayseri Eşşeklere Özgürlük" diye bağırdıklarını işittim. Evde oturduğum yere "Özgürsünüz" desemde İnönü'de tüm stadın duyacağı şekilde deplasman tribününü full doldurmuşken söylemeyi çok isterdim.

Özellikle Türkiye Futbol Federasyonu'nun her hafta yaptığı toplantıyı bekliyorum dört gözle. Beşiktaş taraftarının yaptığı bu hakaret dolu mahalle kavgalarını andıran görüntüler karşısında TFF ne karar alacak gerçekten çok merak ediyorum. Herkes hatırlayacaktır 20-30 saniyelik stadımızda denk gelen "i*bne hakem" seslenişi arkasından defalarca ceza aldık. 90 dakika boyunca hakeme ve camiamıza küfreden beşiktaşa ne ceza verilecek ve hakem rapor ettimi çok merak ediyorum doğrusu.

Tolunay Kafkas'a da sanırım bi süre daha tribün yolu göründü. Msj aracılığıyla sahayla iletişim kurduğunu sandığım Tolunay Kafkas bu görüntülerden dolayı bi süre daha tribünde kalabilir.

6 Maç 11 Puan ve Ligde 4.sıradayız. Şuan için gidiş güzel gibi umarım bi galibiyet serisi başlangıcı yapmış oluruz Denizli maçından itibaren.

İnönü'de galip geldiğiniz için Teşekkürler Kayserispor'um.

12 Eylül 2009 Cumartesi

Yeni Stad İle Birlikte Gelen Yenilikler

Türkiye'nin büyük bir keyifle izlediği stadyum Kadir Has Stadyumu'ndan bahsediyorum. Yeni yapılan stadımız ile birlikte pek çok yenilik geldi. Güzel manada gelen yenilik yok aslına bakılırsa stadyum aile çay bahçesine dönme yolunda ilerliyor.

Stadımızda ilginç bir şekilde pankart ve davul yasaklağı getirildi. Tribünün neşe kaynağı maçta olduğunu hissettiren o tokmak sesi yok artık stadımızda. Pankart'ın yasaklanması ise ayrı bi olay gerçekten. Pankart, taraftarın sesini duyurabileceği, ulaşamadığı yerlere bazı mesajlar göndermek yada takıma destek amaçlı yazılan büyük emekler harcanan bi uygulamadır aslında.

2 Hafta önceki Kayserispor'umuz-Gaziantep karşılaşmasında "Kapalı Kale" taraftar grubunun gerçekleştirmiş olduğu bir koreografi gösterisi gerçekleşti.



Koreografi sonrası yönetici ve bazı kulüp yetkilileri koreografinin hoş ve güzel olduğunu bir televizyon programı vasıtasıyla duyurmuşlardır. Peki bu organizasyonlar gerçekleşirken ne zorluklar çekildiği hakkında hiç bir fikirleri varmı acaba ? Çünkü tribünümüzde pankart yasak. Tüm bu zorluklara rağmen kaçak göçek içeri girdirildikten sonra gerçekleşiyor bu tarz organizasyonlar.

Her konuda istanbul takımlarını örnek alan sayın başkanımız Recep Mamur pankart,davul gibi sayabileceğim daha pek çok tribünü tribün yapan kalıplardan hiç örnek almamış nedense. Artık herkesin yavaş yavaş ipin ucundan tutma zamanı geldi diye düşünüyorum .

Yeni stadımız ile birlikte getirilen sözde yenilik bana göre yasakları şiddetle kınıyorum !

8 Eylül 2009 Salı

Tolunay Kafkas Gönderilmeli mi?

Uzun zamandır tartışılıp süren tribünlerimizde haftalarca devam eden "Tolunay İstifa" seslerinden bahsediyorum. Haftalarca devam eden bu gönderilsin,istifa etsin kargaşası hala ve hala devam etmekte. Peki bu kargaşa ve daha doğrusu Tolunay Kafkas'ın istifa etmesi gerçekten gerekli mi?

Kayserispor'u uzun yıllardır takip etmekte olduğumuz bir gerçek. Fakat herkesin aklında kalan Kayserispor Ertuğrul Sağlam dönemine ait olduğu için baya farklı bir Kayserispor ile karşı karşıyayız. Oturup düşündüğümde Bülent Bölükbaşı,Fatih,Gökhan,Ragıp ... Güzel günlerdi bülent kaptan güzel günlerdi. Hala biletini sakladığım maçlar bile var oturup düşünüyorum bazen düşünürken bile heycanlanıyorum.. Hele hele bir Kayserispor-Manisaspor maçı varki 0-2 den 7-2 olan bir maç unutulmaz bir efsane o maç benim için.

Düşünüldüğünde akıllara direk bugünler geliyor ya öncesi ? Hikmet Karaman dönemi ? Stres içinde geçen dakikalar geçmek bilmeyen saniyeler ?

Belkide en büyük hatayı burda yapıyoruz biz. Herşeyin görünen en iyi kısmı ile değerlendiriyoruz herşeyi. Ertuğrul Sağlam dönemi kuşkusuz unutulamaz ve günümüze kadar ki bölümde Kayserispor'umuzun en iyi dönemiydi. Ya Hikmet Karaman dönemi ? Neden hiç kimse bahsetmiyor bu dönemde Kayserispor'umuzun bugünkü durumundan çok daha kötü olduğunu?

Şimdi gerçekten oturup düşündüğüm zaman ben Kayserispor'un Ertuğrul Sağlam zamanındaki gibi oynamasını nice şampiyonluklar nice uefa maçları görmek istiyorum. Gelen gideni aratır sözü aklıma geldikçe bi an duraklıyorum. Çünkü sadece şu 3-5 yıl haricinde Kayserispor'un elle tutulur bi başarısı yok. Geçen yıl berbat bi futbol ile ilk 10 içerisinde bitirdik. Ertuğrul Sağlam zamanında alışmıştık biz Harkulade futbol ilk 5 hedeflerine. Daha eskilere döndüğümüz zaman neler vardı bakalım biraz isterseniz.

2001-2002 yılı

Bank Asya Ligi Yani o zamanki deyişle 2.Lig'deyiz.
38 Maç 55 Puan ve Lig 9.su olarak bitirdiğimiz koca bir sezon.

2002-2003 Yılı


Takım Sayısı 20'den 18'e düşüyor.34 Maç 59 Puan ile Sezonu 5. Sırada Tamamlıyoruz.

2003-2004 Yılı


Hala 2.Ligdeyiz. Kayserispor Ligi 6. olarak tamamlıyor, o yıl ligi 2. Sırada bitirerek Süper Lig'e çıkan Kayseri Erciyesspor'un ismi Sayın Başkan Mehmet Özhaseki tarafından Kayserispor olarak değiştirilmesi için görüşmeler yapılıyor ve her iki kulüpte karşılıklı olarak anlaşıyorlar. Kayserispor'umuz Süper Lig'e çıkmış bulunmakta bu sezon sonunda.

2004-2005 Yılı

Ölüm kalım mücadelesi verdiğimiz bu yıl sonunda son 2 maç puan alarak 15. Sırada ligi tamamlıyor ve ligde kalıyoruz.

Daha sonra ki sene Ertuğrul Sağlam dönemi zaten sonrasını herkes biliyor ayrı ayrı günümüze kadar eklemeyeceğim lig fikstürlerini. Şimdi baktığımda vasat bi tablo var ortada.

Tekrar bugüne dönecek olursak 4 maç 5 puan. Yani 1 Galibiyet 2 Beraberlik. 3. Takım ile aramızda sadece 3 puan var. Oynadığımız oyundan memnun değilim doğrudur ama berbat bi tablo yok ortada. Düşünüyorum uzun zamandır Tolunay gidince yerine kim gelecek diye. Gelebilecek kimse yok. Eğer ki tekrar eski isimlere dönülürse zaten yukarıdaki tabloları görmek pek uzun sürmeyecektir ki bunu hiç bir Kayserispor taraftarı istemeyecektir.

Gol atamıyoruz...
Her hafta sakat futbolcularımız can sıkıyor...

Gol bölgesinde ciddi sorunlarımız oluyor zaman zaman doğrudur. Cangele zaman zaman elinden geleni yapsada yetmiyor. Cangele ve Makukula şimdilik uyum sağladı ve iyi gidecek gibi görünüyor. Geçtiğimiz yılı hatırlayalım golün ne olduğunu unuttuğumuz dönemleri.
Boş kaleye kaçan sayısız gol pozisyonu.Turgay Bahadır'ın anlamsızca önü boşken top sürme isteği ve çalım atmak istemesi, forvet hattındaki isimlerin uyum sağlayamaması. Herşey tamam ama boş kaleye kaçan golün sorumlusu da Tolunay değildir benim görüşüm bu yönde en azından.

Avrupa'da başarı 3-5 yılın devamında yavaş yavaş gelmeye başlıyor. Tolunay Kafkas ile 3. yılımızı oynuyoruz. Artık bazı şeylerin kendiside farkına varmaya başladı zaten. Bence biraz daha zaman tanınması gerekiyor güzel günlere dönebilmek için. Nasıl ki Milli Takım'ı çalıştıran Fatih Terim'e hala zaman tanınıyor aynı durum Tolunay Kafkas içinde geçerli olmasında bir sakınca yoktur.

Son bi analiz edecek olursak durumu Tolunay Kafkas ile oynadığımız 2 koca Sezonun sonucu geçen sezon 7. bir önceki yıl 5. olduğumuz bir tablo var karşımızda.

Sizce Tüm bunlara rağmen Tolunay gönderilerek yerine stajerlik yapması için başka bir hoca getirilerek son sıralara kapak atmak mı güzel yoksa 2 sezondur gördüğümüz ilk 10 mu?

Kabul belki hoş bir futbol oynamıyoruz ama fikstüre baktığımızda kötü bir sonuç olmuyor aslında. Beklediğimiz şampiyonluk gelmiyor belki ama Fikstüre tersten bakıp şampiyon olduk demekten iyi bir tablo var karşımızda.

Yorum sizin Tolunay Kafkas Gönderilmeli mi?

7 Eylül 2009 Pazartesi

TFF ve Bedava Bilet Saçmalığı

Türk futbolunun görünen en entresan yönlerinden birtanesi bedava bilet. Tribünümüzde 1 Yıldır Kayserispor yönetiminin uyguladığı ve her zaman desteklediğim "bedava bilete hayır" kampanyası hiçbir tribünde göremeyeceğimiz ender ilklerden birtanesidir aslında.

Bunlara rağmen maçlarda yöneticilere, kulüp başkanlarına bedava bilet için küfreden onlarca grup olduğunu herkes bilmektedir. TFF aslında bu konuda kararlı gibi görünüyordu ilk zamanlar herşey normal görünüyordu gözümde. Lakin bir beşiktaş maçını televizyondan izlediğim o güne kadar. Bedava bilet geçtiğimiz yıllarda şehrimizde fazlasıyla vardı. Bu yıl bu olay Sayın Recep Mamur ve yönetimi tarafından kesilerek güzel ve sonuna kadar desteklediğim bi karar alındı. Aslında bu sayede Kayserispor'u ve Parayı seven kesim bi nevi ayrılmış oldu.

Zaten kurulduğu günden itibaren Kayserispor maçlarına gelmeyen ve Erciyesspor maçlarında Mamur istifa diye bağıran garip bi tribün grubumuz mevcut. Diğer 2 grubun hedefleri birbirinden çok farklı biri 3-5 maç toplu girerek yönetimden bilet,para istercesine tezahüratlardan başka hiçbir destek vermezken diğer grup tüm ise şartlara rağmen Kayserispor kulübünün menfaatleri doğrultusunda hareket eden tek grup.

Diğer takımlara bakacak olursak neredeyse hepsinde bedava bilet olduğunu bilmekteyiz. Teksas,Gecekondu,Ultraslan,Çarşı vs örnek verebileceğim şuan için aklıma gelen gruplardan bazıları. En son maçta zaten Bursa'da ciddi sorunlar yaşandı 2 grup taraftarları birbirine girdi hatırlayacağımız üzere. Tüm bu gerçeklere rağmen entresan bi TFF var karşımızda. Neredeyse her ANADOU kulübüne biletsiz seyirci almaktan dolayı ceza kesen TFF hiçbir istanbul takımına bu denli yaklaşımda bulunmamaktadır.



Resime dikkatli bakıldığında Nam-ı Değer "Beşiktaş Kapalısı" en ön sıra yani betonun üzeri her maç insan kaynıyor ve tribün hınca hınç dolu. Şimdi TFF yetkililerine sormak istiyorum o demir korkuluklar ve en alt beton sutünun olduğu bölüme bilet mi satılıyor ?
Mantıklı olarak cevabın o bölüme bilet satılamayacağını bildiğimize göre sonuç bedava bilet skandalı. Eee sanane bundan diyenler olacaktır mutlaka, eğer ki benim kulübüm geçmişte bu sebepten ceza yemiş ise TFF yetkililerinin bu çifte standart uygulamasından vazgeçip diğer takımlarada aynı cezayı yansıtmasını bekliyorum.

Şimdi resmin üst kısmı görünmüyor diyen arkadaşlar olabilir araştırabilirsiniz yada haftasonu oynanıcak karşılaşmayı inceleybilirsiniz. Galatasaray'da zaten bedava kombine olduğunu herkes biliyor kimse kimseyi kandırmaya uğraşmasın. Tamam büyük kitleli taraftar grupları olabilirler yada büyük takım olarak hitap ediliyor olabilirler. Anadolu kulübünün bütcesi ile istanbul takımlarının bütcesi kıyaslanamayacak seviyede. Buna rağmen istanbul takımlarına bu konuda hiçbir prosedür uygulanmazken Anadolu takımlarında bu ceza dakikasında uygulanmaktadır. Bunun gerekçelerini ve bahanelerini gerçekten dinlemek isterdim doğrusu.

TFF aslında bedava bilet olaylarında herkese ahkam kesmesine rağmen kendi bu kuralları ihlal etmektende kaçınmamakta. İstanbul'da yani Samiyen,İnönü,Saraçoğlu stadlarında oynanan milli karşılaşmalarda gruplara fazlasıyla bedava bilet gönderen federasyon Anadolu'da oynanan karşılaşmalarda bedava bilet yasa gereği olamaz cevabını vermekten çekinmiyor.

Ben bedava bilete karşıyım baştan sona kadar ama çifte standartlarada karşıyım. Orası istanbul ise Burasıda Kayseri,Konya,Bursa,Ankara yani kısaca Anadolu. Bütceleri anadolu kulüplerine göre kat ve kat fazla olan bu takımlar bu konuda bile korunurken hiç kimse Anadolu ne zaman şampiyon verecek sözlerini vurgulamasın boşyere... Çünkü çifte standartlar herkesin bildiği ve tahmin ettiği gibi sadece bilet olaylarıyla bitmiyor... Bunu yapan Türkiye Futbol Federasyonu yani Türk Futbolunun en yetkili isimlerinin bulunduğu Federasyon... Yazık çok yazık...

Türkiye-Estonya Milli Maçı ve Tribünler

Milli maçın Kayseri'de olduğu öğrenildikten sonra şehirde bir heyecan başlamıştı gerçekten. Maç günü yaklaştıkça heyecan kat ve kat artıyordu şehirde. Maç biletleri satışa çıktığı günün akşamında "biletler tükendi" haberleri gelmeye başlamıştı. Şehir gerçekten kenetlenmişti. Şehir dışından gelenleri de unutmamak gerekiyor tabiki.

Stada gireceğimiz esnada turnikeler önü karıştı. Kaynak yaparak stada girmek isteyen yurdum insanı birde 2 saattir burda bekliyoruz diyerek yutturmaya uğraşması sıradakileri çileden çıkartıyordu. Ufak çaplı bi kaç olay oldu turnikeler önünde. Her Kayserispor maçında söylediğim gibi turnikeler ve turnikedeki güvenlik çok zayıf,çok yetersiz. Herşeye rağmen hala biletlerin bi kısmının yırtılması da ayrı bi vaka gerçekten. Stada girerken ordaki çalışan arkadaşla bi münakaşa oldu bu durumdan dolayı ama bana verilen emir bu diyerek yırtıyor elden birşey gelmiyor sonuçta.

Tribündeki yerimi aldığımda stadın %80 lik kesimi dolmuştu ve dışarda yüzlerce insan içeri girmek için çaba sarfediyordu. Herşeye rağmen şehrimizin taraftar gruplarından sadece tek grubun orada bulunması gerçekten entresan bir olaydı. Stada gelen grup ise zaten 90 dakika boyunca desteklerini sürdürdüler. Tribün genel olarakta iyiydi. Bazı arkadaşlar her ne kadar renksizdi,sessizdi tarzı yorumlar yapsalarda tv sendromu olarak yorumluyorum. Herkes çok iyi biliyor ki anadolu takımlarının televizyonda sesinin gelmemesinin sebebi tribün önü mikrofonların ya sesleri düşürülüyor ya da deplasman tribününün olduğu bölümden ses alınarak istedikleri taraftarları büyük göstermeye çalışıyor bazı kurum ve kuruluşlar.

İstiklal marşı esnasında büyük bi uğultu vardı gerçekten Kadir Has Stadyumu'nda. Tribün organizasyonu yoktu ama buna rağmen vasat bi tablo yoktu ortada. Maçtan sonra öğrendik ki "BedavaBilet 38 Grubu" federasyondan bilet istemiş red cevabı sonrasında tehdit mesajı göndermiş federasyon yetkililerine. Bu olayda parmağı olan yapan,yaptıran herkesi kınıyorum.

Konudan baya uzaklaştık aslında ama bu konuya değinmeden geçemedim. Tekrar maça dönecek olursak uzatmalarla 95 dakika olan karşılaşmada 70-75 dakika tribünleri izledim. Sadece bi bölümde karşılaşmada tribünlerden hiç ses çıkmadı maç 2-2 olduktan sonra bi durakladı herkes beklemiyordu böyle bir golü hiçkimse. Arda'nın golüyle birlikte zaten stad tekrardan hareketlendi. Zaten maçın son dakikaları rahat geçti. Maç sonrası uzun konvoylar oluştu heryerde Türkiye bayrakları gözden kaçmıyordu.

Maçın özeti kısaca buydu. Galibiyette Emeği geçen herkese teşekkürler.

3 Eylül 2009 Perşembe

Kupa Finali İçin Bursa Deplasmanı...

Herşey güzel gelişmeye başlıyordu aslında, Kupa finali için Bursa'ya gittiğimiz o güne kadar herşey çok güzeldi lakin Bursa dönüşü birden herşey değişmişti. Herşey sil baştan terse dönmüştü sanki. Kupa finali için az buçuk bi iş yapan birden değişiyor ve bi hava içerisine girmeye başlıyordu. O günlerde finallerim vardı . Kayseri'den önemli mi diyerek çıkıyordum her gün evden doğru derneğe ne vardı bu dernekte hiçbişi yoktu sadece neler yapılacağımız konuşuluyor fikirler tartışılıyordu. Gün gelip çatmıştı. Yaklaşık 1 hafta boyunca standlar kurulmuş deplasman otobüsleri için listeler hazırlanıyordu. Bizim heyecanımız gün geçtikçe artıyordu. Listeler kabarıyor gün geçtikçe şaşkınlığımız daha çok büyüyordu. Deplasman rekoru kıracağımızdan bahsediyor kendi aramızda ufak çaplı takılmalar oluyordu.

Neyse günü komple anlatmaya kalkarsak haftalarca bu yazıyı yazmakla uğraşabilirim. Maç günü dernekte erkenden buluşmuştuk arkadaşlarla. Dernekte acayip bi curcuna vardı sabahın 9 unda dernek full doluydu nerdeyse.. Zaten o dönemde dernek bi maç bileti bedava olduğu için bide böyle organizasyonlarda kayıt merkezi olduğu için doluyordu. Neyse saatler geçtikçe ilerliyor bizim heyecanımız kat ve kat artıyordu. İlerleyen saatlerde Enes,Onur,Ben yalan olmasın başka biri varmıydı hatırlamıyorum malum deplasman öncesi yemekleme konağımız olan Donas'a gitmiştik yine her zamanki gibi. Daha sonra tekrar dernekteki o kalabalığın yanına gitmiştik. O saatlerde biraz benim dalgınlığım biraz curcunayla karışık olarak Enes'in telefon dernekte duran densizin biri tarafından çalınmıştı..

Artık otobüsler gelmiş yavaş yavaş hareket vakti geldiğinden dolayı herkes yavaş yavaş otobüslere bindirilicekti. Yanlız iş öyle karambole düzenlenmişti ki şimdiye kadar ama ona rağmen bi terslik olmamıştı. Otobüslere binmek için stadyum yanına gitmiştik. Biz 50-60 kişi karşımızda oradaki otobüslere binecek 3000 kişi. Düzensizlik bu işte isimler tek tek okunup otobüslere bindirilmek istenince bi curcuna yine koptu zaten. Herkes otobüslere saldırdı. Biz kaldık ortada o an anlatamam durumu. Herkes gitti biz orada kaldık :) Neyse bi mareca daha oldu bu şekilde 11 de otobüsler yola çıkmıştı ki bizim Kayseri'den çıktığımızda 02:50 idi.

Yolda çok makara dönmüştü bizim servis arabasında düşününce.. Hele bi benzin istasyonunda Enes'in şöförün yokluğunu fırsat bilip vitesi boşa alması varki gülmekten kafaları yemiştik zaten.. Şöför arabayı eliyle durdurmaya uğraşıyo biz içerde gülme krizlerinde Enes gülmekten napacağını şaşırmış halde kendimizden geçmiştik. Yanlış hatırlamıyorsam Ankara çıkışında bi benzin istasyonuydu. Önce yola çıkan arkadaşlarımdan birini aradığımda şimdi Bursa'ya geldik cevabını aldığımda büyük bi şok geçirmiştim biz daha Ankara'daydık.

Bursa'ya indiğimizde farkettik ki davul tokmaklarını almayı unutmuşuz :) 2 Arkadaşımız sağolsunlar Bursa'nın altını üstüne getirip tokmak alıp gelmişlerdi. Sonra zaten stad karmaşası başlamıştı yanlız şok içindeydik Bursa'da ne tarafa dönsek Sarı-Kırmızı formalı atkılı insanlar çıkıyordu karşımıza 12000 Kayserispor taraftarı olduğunu öğrendik o gün Bursa'da. Gelmiş geçmiş belki en iyi tribün görseli oluşmuştu o gün orada. Giden hiçkimsenin unutmadığı her fırsatta dile getirdiği bi gündü, her ne kadar penaltı sahnesi bizim adımıza ölüm gibi olsada..

Gerçekten uzun günler,haftalar süren bi maratondu. Eskiyi andık güzel günlerdi..